Jump to content

Türk Skin'i konusunda yardıma ihtiyacım var.


Century
 Share

Türk Skinini seçiyoruz  

70 members have voted

  1. 1. Hangi uçak skin'inin oyuna gelmesini istersiniz?(oylamadan önce lütfen oylama hakkında yazılan kuralı okuyunuz)

    • Bristol Blenheim Mk.1/IV/V â??Bizleyâ?
      8
    • Heinkel He-111F-1
      9
    • Supermarine â??Spitfireâ?
      35
    • Hawker Hurricane
      10
    • Consolidated B-24 â??Liberatorâ?
      10
    • Curtiss P-40D (Kittyhawk-1)
      9
    • Focke-Wolf FW-190A3
      37
    • Bristol Beaufort Mk.II
      6
    • de Havilland Mosquito
      6
    • Bristol Beaufighter TF.Mk.X
      10
    • Douglas A-26/B-26 â??Invaderâ?
      7
    • Republic P-47D â??Thunderboltâ?
      23
    • Republic F-84G â??Thunderjetâ?
      13
    • Canadair Sabre Mk.II (F-86E)
      16


o tanklarla kendi oyunlarının sonunu hazırlıyolar gibime geliyor artık. şu son bir haftada yaşanan gerginlik belkide 1.29 dan bile daha fazla etki yarattı.

insanlar tankları gerçende çok istiyolardı. cbt eventi resmen halka ilişkiler krizine dönmek üzere. tankları umursamayanlar bile uçak kısmının üstüne gerektiği kadar gidilmemesinden vede eventlerin yan etkileri ve ddos attaclardan bezme noktasına geldi. şu anda tek mutlu kısım oyunu keşfeden yeni başlıyanlar.

 

abfenin dediği sistem çok güzel. zaten bir oyun ne kadar bu şekilde paylaşıma açık olursa o kadar derin izler bırakır. çoğu zaman bir oyunu efsane yapan modlarıdır desem yanlış olmaz. bunun için harçanan emek ve parada şirkete daha büyük kar saygı ve marka prestiji olarak geri döner. hakkaten çok güzel bir öneri. hatta şunuda söyleyebilirim. oyuna dargın olan bir çok kişiyi oyuna geri çekebilçek bir ekleme olur gelirse.

 

Evet bugün dediğin patlama oldu ve forumu benim "martial law" dediğim(Sıkıyönetim) onların ise ısrarla "safe mode"(güvenli mod" dedikleri moda soktular.

 

Ben böyle berbat halkla ilişkiler çalışması görmedim. Borisch yaklaşık bir hafta önce dedi ki "elinizdeki bütün alabileceğiniz uçakları almanızı öneririrm" ve dev diary'nin yayınlanacağı söylendi. Ama o dev diary hiç yayınlanmadı. İnsanlar doldu, doldu, doldu. Hayır en azından yayınlamaktan vazgeçtiklerini söyleyebilirlerdi, ama onun yerine hiçbir bilgi vermemeyi tercih ettiler. İnsanlar daha da doldu. Sonra o meşhur WoT grind(kasma) sisteminin WarThunder'a geldiği ile alakalı resmi görünce, ki ben o resmin photoshop olduğunu düşünüyorum, insanlar patladı. Status update coştu. Forum yetkilileri de sıkıyönetim ilan etti...

 

Bravo Gaijin ne diyeyim...

 

d82NkGD.jpg

F5IHpJrh.jpg

Edited by Century

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evet bugün dediğin patlama oldu ve forumu benim "martial law" dediğim(Sıkıyönetim) onların ise ısrarla "safe mode"(güvenli mod" dedikleri moda soktular.

 

Ben böyle berbat halkla ilişkiler çalışması görmedim. Borisch yaklaşık bir hafta önce dedi ki "elinizdeki bütün alabileceğiniz uçakları almanızı öneririrm" ve dev diary'nin yayınlanacağı söylendi. Ama o dev diary hiç yayınlanmadı. İnsanlar doldu, doldu, doldu. Hayır en azından yayınlamaktan vazgeçtiklerini söyleyebilirlerdi, ama onun yerine hiçbir bilgi vermemeyi tercih ettiler. İnsanlar daha da doldu. Sonra o meşhur WoT grind(kasma) sisteminin WarThunder'a geldiği ile alakalı resmi görünce, ki ben o resmin photoshop olduğunu düşünüyorum, insanlar patladı. Status update coştu. Forum yetkilileri de sıkıyönetim ilan etti...

 

Bravo Gaijin ne diyeyim...

 

d82NkGD.jpg

F5IHpJrh.jpg

 

kendi postuma baktım bir hafta önçe atmışım tam. üstünden yedi gün geçmiş. Tahmin ettiğim gibi durum dahada kötüleşti geçen gün ben bile soğuk kanlılığımı kaybedip kazan kaldırdım ve hiç yapmadığım bir şey yaptım. Boykot çağrısı yaptım. Ve boykotumun  bu davranışları değişinceye veya güzel bir patch getirinçiye kadar devam ettirçeği söyledim. Şu anda zaten SoE nin everquestnext inin founder kitlerine bakıyorum ve galiba alcam. Aslında bu parayı bu eventte gerçektende Gaijine harçamak isterdim. Ama şu son bir hafta adamlara forumda kaç kere riça ettim event tipini koyarken sınırlayıcı veya başklarının oyununu sabote edici olmayın diye. Elimden geldiğinçe yardım etmek istedim. Ama en sonunda beni bile zıvanadan çıkartan Ki10 eventini gedirdiler koydular. Bilmiyorum yani artık anlamıyorum niye inatlaşıyolar bizle. Yahu asker değiliz biz. müşterileriyiz. Paraya ihtiyaçları varsa indirim yapmalarına bile lüzüm yok. Söylesinler yeter. Zaten comminity q&a larda yapılmıyor hepten koptu bazı şeyler.  Çok yazık ediyolar. Hem bize hem kendilerine hemde oyuna.  WoT betasına adam toplamak için resmen rüşvet verirken WT kaçırmak için elinden geleni yapıyor. Şimdi zaten en iyi müşterileri biziz çünkü böyle oyun arayan tipleriz. Bu yüzdende en fazla saygı duyan kıymet veren adamlar bizleriz. Prestiji parayla alamazsın bazen. Oyun dünyasındada fanların verdiği destek kadar sıkı destek yoktur metacritikde. Ama içine ettiler hevesimizin. Centurnin söylediği gibi sıkı yönetim. Ama biz askermiyizki sıkı yönetimie gelelim...

Edited by hyperion
medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

Araştırıp gerekli tool ve templateleri buldum. Sizlerle paylaşıyorum.

Texture Tool ve Template (Wings of Prey için olduğuna bakmayın ikiside aynı kaynak dosyaları kullanıyor)

http://online.gaijinent.com/story.php?title=Skin-templates-#-4-Wings-Prey

 

Texture yapımı ile ilgili temel tutorial:

http://www.colacola.se/wip_ramjet_texture.htm

 

Geriye kalan ise eklenmesini istediğiniz uçakların referans fotolarını bulun ve buraya ekleyin. Texture hazırlamayı bilen ben ve benim gibi arkadaşlar ilgili dosyaları burada paylaşır moderatör ve admin arkadaşlar iletir, en azından ülke ağacı eklenmese bile envanterdeki uçakların skinleri ilgili uçaklara eklenir. ;)

 

 

 

 

 

medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

Araştırıp gerekli tool ve templateleri buldum. Sizlerle paylaşıyorum.

Texture Tool ve Template (Wings of Prey için olduğuna bakmayın ikiside aynı kaynak dosyaları kullanıyor)

http://online.gaijinent.com/story.php?title=Skin-templates-#-4-Wings-Prey

 

Texture yapımı ile ilgili temel tutorial:

http://www.colacola.se/wip_ramjet_texture.htm

 

Geriye kalan ise eklenmesini istediğiniz uçakların referans fotolarını bulun ve buraya ekleyin. Texture hazırlamayı bilen ben ve benim gibi arkadaşlar ilgili dosyaları burada paylaşır moderatör ve admin arkadaşlar iletir, en azından ülke ağacı eklenmese bile envanterdeki uçakların skinleri ilgili uçaklara eklenir. ;)

 

Ben Abfangjager'ın önerisini global forumda sundum. Ve daha çok detay öğrendim konu hakkında. Şöyle diyeyim; Wings of Prey'deki gibi hazırlanmıyor oyundaki skinler.

 

Bu da o açtığım başlığın linki.

 

http://forum.warthunder.com/index.php?/topic/80294-making-historical-skin-under-strict-control-of-gaijin/

 

Edit: Link düzeltildi.

Edited by Century

Share this post


Link to post
Share on other sites

Focke-Wolf FW-190A3, Supermarine “Spitfire” ve Republic P-47D “Thunderbolt” ilk üç oyu almış. Uygun bir zamanda bu oylamayı kullanacağım. Hele bir tanklar WarThunder topluluğuna sunulsun, oyuncular rahatlasın; ondan sonra.

 

Neden 3 uçakla sınırlıyorsun ki? Yapmak isteyen bunu iş olarak değil hobi olarak yapmalı ve sırayla yapmalı diye düşünüyorum. O işlerden biraz çaksam yapabilirdim ben

 

ama malesef yüklü download yapacak bir internet sahibi değilim bulundugum yurtta.

Edited by Istanblue

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neden 3 uçakla sınırlıyorsun ki? Yapmak isteyen bunu iş olarak değil hobi olarak yapmalı ve sırayla yapmalı diye düşünüyorum. O işlerden biraz çaksam yapabilirdim ben

 

ama malesef yüklü download yapacak bir internet sahibi değilim bulundugum yurtta.

 

Hayır, ilk başta bir uçak seçilecekti ve sonra ben yönetime çıkıp bu konu hakkında onlarla konuşmayı planlıyordum. Ama bu "oyuncunun skin yapma" meselesi daha sonra ortaya çıktı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

  • 3 weeks later...

Bu konuda trollenenlere çok güldüm ben :) Aslında pek bir devamı gelebilirdi konunun da kısa kesildi. Bıraksaydık çatlasalardı :) 

  • Upvote 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konuda trollenenlere çok güldüm ben :) Aslında pek bir devamı gelebilirdi konunun da kısa kesildi. Bıraksaydık çatlasalardı :) 

 

Bu o başlık değil senin bahsettiğin farklı bir başlık:D

Share this post


Link to post
Share on other sites

  • 1 month later...

aynen uçaklara decal veya türk texture u koyulsa çok iyi olur. çok değil 1 tane bile yeter. 

 

bu arada arkadaş listesine ekleyin beni arada takım atarız takım olunca daha bi zevkli oluyor. oyundaki nikimde noon54

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bana Kuzey-Güney Kore savaşı sırasında Türk pilotlarının kullandığı uçaklar hakkında bilgi bulabilecek biri var mı?

 

Yada bu konu hakkında bilgisi olan var mı?

 

Benim tek bildiğim B-26 Invader'ların kullanılmış olması.

 

b-26invader.jpg

Edited by Century

Share this post


Link to post
Share on other sites

Benim de tek biliğim o hatta o uçağı kullanan Muzaffer Erdönmez'in hikayesini biliyorum sadece.

 

[spoiler]

p51d.gif

KORE'DE BİR TÜRK PİLOT MUZAFFER ERDÖNMEZ

 

1950-1951 yılının çetin kış aylarında Çin Konünist Güçleri şavaşa girdikten sonra, 452 nci filonun kayıpları artmaya başladı. Havada ve yerde Çin Konünist Güçleri’nin tecrübeli silahçılarının vurduklarına ilave olarak hava şartları da kayıpları hızlandırıyordu.          

barracs200.JPG Benim filom olan 729 uncu “KURTLAR” filosunda Çin Konünist Güçleri’yle muharebeye girdikten sonra 5 şehit ve 7 uçak kaybetmiştik. Bir keresinde uçuş ekibinden bir pilot uçuşta bilmeden Çin Konünist Güçleri’nin geliştirdiği birkaç tuzaktan biri olan kabloya çarpması sonucu şehit verdik. Şimdiye kadar mevcut ekibimiz hiç değiştirilmemişti. Bu konuda çok konuşulmasına rağmen özellikle uçuş ekibimize yansıyan bir rotasyon ne yazık ki gerçekleşmemişti. 

Uçuş ekibindekiler kendi adlarını hergün Uçuş Ekibi / Uçuş Saati / Uçak Durumu Tablosu’nda görürlerdi. Ekibin uçuş saatleri ve sorti saatleri II. Dünya Savaşı’ndaki uçuş saatleri ve sorti sayısını geçince ekipten ,rotasyon isteyen sesler daha fazla duyulmaya başlanmıştı. Rotasyonu çağırıştıran hiçbir şey ortada yokken acaba rotasyon olacakmıydı?

Soğuk bir Şubat günü “Vic üs harekat odasına girdi. Bu benim için tam bir sürprizdi. Hem de ne sürpriz! Kısa, güçlü yapılı vücuda sahip genç adam benim masama kadar gelip selam verip şöyle tekmil verdi: “Kıdemli Üsteğmen Muzaffer Erdönmez, 1943-130, Pilot, Türk Hava Kuvvetleri, Emir ve Görüşlerinize Hazırım.”

O zaman elbette bunların hepsini anlayamadım. İngilizcesi benim alışık olduğum bir aksan değildi. Kelimeler dişlerinin arasından kırpılmış olarak çıkıyordu. Üzerindeki giysileri de oldukça yıpranmış görünüyordu. Daha sonra öğrendiğime göre bütün elbisesi üzerindekilerden ibaretti. Türk Üsteğmen masamın iki adım önünde hazırol vaziyetinde beklerken Türk Birliği’nin Kore’de savaştığını hatırladım. İstihbarat brifinginde Türk Tugayı’nda 5,000 kadar kişinin 1950 Kasım’ında nasıl savaştığından bahsedilmişti. Kore’de Kunuri çarpışmalarında Amerikan 2 nci Tümeninden ayrılan Türk Birliği, Çin’lilerin beklenmeyen saldırısı karşısında geri çekilmeyi reddetmiş ve şiddetli kayıplar vermişti. Üsteğmen Erdönmez’de şahsen “Geri Çekilmem” diyen Türk gururunu görüyordum.

MİHO ÜS HRK. SB GÖZÜ İLE KOREDE TÜRK TUGAYI )

vesikalik200.JPG

-“Üsteğmen, sen görev için geldiğini mi söylüyorsun?”

            -“Evet efendim”

            -“Ne çeşit görev Üsteğmen?”

            -“Uçuş görevi efendim. B-26’larınızla savaşmak için geldim.”

Gözlerinde farkettiğim o ışıltının dahada arttığını düşünüyordum. Ayrıca bunu söylerken kendine güveninin daha da arttığını düşündüm.

            -“Yanında Form-5 ve emirlerini getirdin mi? Uçuş durumunu incelemek istiyorum.”

            -“Hiç bir şey getirmedim efendim.”

            -“Hiç uçuş tecrüben yok mu?”

            -“Hayır efendim. B-26’larda çok uçuşum var. Ama hiçbir yazı ya da doküman yok.”

Bu kadarı benim için çok fazlaydı. Ama yeni bir uçucu personele sahip olma düşüncesi fikirlerimin netleşmesine yardımcı oldu. Bu gönüllü pilotun odamdan dışarı çıkıp gitmesine izin veremezdim.

            -“Lütfen otur Üsteğmen.”

            -“Hayır efendim. Teşekkür ederim.”

            -“Madem oturmuyorsun , rahatta bekle. Ben hemen döneceğim.”

            -“Evet efendim.”

Erdönmez , rahat pozisyonuna geçmedi ama genede biraz rahatlamış görünüyordu.

Ben hangarın öbür tarafındaki irtibat subayının yanına gittim.  Ama 452 nci filonun ne filo komutanı ne de yardımcısı Binbaşı Kamanski filodaydı. İrtibat subaylarımızdan Yüzbaşı John Rumbaugh’a bize takviye gelen personel hakkında emir olup olmadığını sordum. O da üzerinde çalıştığını, Grup’a sorduğunu konunun Tokyo’daki büyükelçiliğe kadar gittiğini ancak bir bilgi alamadığını söyledi. Ben de ona sözlü emrin yeterli olacağını söyledim. O da bunu onaylar anlamında ses çıkarmadı. Yüzbaşı Rumbaugh birliğimizin en iyi irtibat subayıydı.

            Benim o sabah olanlardan haberim yoktu. Türk pilot ile ilk karşılaşan Astsubay Del Hasting sabah olanlar hakkında şunları anlatmıştı:

 “Ben hangarın sonundaki büromda dışarı bakarken alışılmadık bir şey gördüm. Bizim arkadaşlarımızdan bir kaçı yer personeli gibi görünen birisiyle konuşuyorlardı. En azından bana öyle geldi. Bende merak ettim ve yanlarına gittim. Yer personeli sandığım kişi kendini, Muzaffer Erdönmez, Kıdemli Üsteğmen, Türk Hava Kuvvetleri, Birleşmiş Milletler komutası, 8 inci Ordu Karargah çalışanı olarak tanıttı. Hikayesini anlatırken eşyalarının yanında duruyordu. Beş tane torbası vardı. Orta seviyede İngilizce konuşuyordu. Kore’den cepheden geldiğini ve oradaki Türk Tugayı’yla birlikte çarpıştığını anlatıyordu. Türkler 25 inci Piyade Tümeni’ne bağlı olarak savaşıyorlardı. Üsteğmen bize birlikte çalıştığı piyade subaylarıyla ilgili fikirlerini anlatıyordu. Söylediğine göre “Kore’de ön saflarda çarpışan çılgın piyadeler hayatlarını her gün riske atıyorlardı.” Ben ona ne istediğini sordum. O da “Ben pilotum, uçmak istiyorum” dedi. “Ben küçük rütbeli bir astsubaydım ve ona elbette bir uçak tahsis edemezdim. Ona Yarbayı beklememiz gerektiğini söyledim.”           

“Yarbay Art Reaume bu aralar Kuzey Kore’de bir yerlerdeydi. İrtibat Subayımız John Rumbaugh yerinde değildi. Aslında her zaman yerinde olurdu. Astsubaylar Jack Reynolds ve Gene Hoffman yemeğe gitmişlerdi. Üstlerim geldiğinde hepsine teker teker problemi anlatacaktım.”

            “Üstlerimin böyle bir problemi çözmede pek de maharetli olmadıklarını anlayacaktım. Yarbay Reaume bombardıman görevinden döndükten sonra, biz problemi ona devrettik, yada devrettiğimizi sandık. Herşeyden önce Yarbay komutanımızdı ve bütün problemleri çözerdi. Doğru değil mi?”

            Bakalım öyle mi oldu. ?

“Yarbay, Türk üsteğmen ile görüştüğünde hiçbirimizin farkına varmadığı bazı şeyleri ortaya çıkardı; birincisi Üsteğmen’in hiç parası yoktu ve uzun zamandır yemek yememişti. Yarbay bana dönüp “astsubay, Üsteğmen’i Maliye kısmına götürün ve yeterli miktarda para alın, bir şeyler alıp karnını doyurabilsin.” diye emir verdi. Güya ben problemi komutana devretmiştim ama bu gene benim problemim olmuştu. Yarbay’a usulca normal şartlarda uygun formlarla bile para almanın çok zor olduğunu hatırlattım. Yarbay bizi, “yapabileceğiniz ne varsa yapın” diyerek Maliye’ye yolladı. Komutanın Jeep’iyle  Türk Üsteğmen ile birlikte Maliye’ye vardık.

            “Bu noktada 452 nci Bombardıman Filosun’un çok profesyonel olduğunu ve çalışanlarla çok iyi iş ilişkilerimin olduğunu belirtmeliyim. Bu problemle ilgili olarak benim temas kuracağım kişi Başçavuş Bob Musk idi. Sanırım herkes bu durumun nasıl gelişip bu noktaya geldiğini biliyordu. Bana söylendiği gibi yapmam gerekeni yaptım ve problemi tekrar

Yarbay Reaume’ya  iade ettim.”

            “729 uncu Bombardıman Filosu’nda, Sam Amca’nın üniformasını sürekli giyen birçok subay vardı. Bu Türk subayı da kendi Hava Kuvvetlerinde bu haklara sahipti. O çok kişilikli ve bizim subay ve astsubaylarımız tarafından saygı gören biriydi. Bizim subaylarımız Üsteğmen için yardım toplamaya başladılar. Kırk yıl sonra hatırladığım kadarıyla bu 300 dolar civarında bir paraydı. Üsteğmen Erdönmez, kendisi hakkında bir karar verilene kadar 729 uncu Filo’da çalışmaya başladı. Amerikan Hava Kuvvetleri’nin uçuş tulumu giyiyordu ve Türk Hava Kuvvetlerine ait rütbe işaretlerini taşıyordu. Rütbeleri altın yıldız şeklindeydi.”

Tekrar ofise dönersek, bizim yabancıya şüphe ve saygıyla karışık şöyle bir baktım. Belki B-26 Invader’leri harpte uçurabilirdi ama bunu bana ispatlaması gerekirdi.

            Sonraki otuz dakikada Üsteğmen’in hikayesinin en azından bir kısmını öğrendim. Bu hikayelerin çoğu oda arkadaşları ve diğer arkadaşları tarafından duyuldu. Arkadaşlarından öğrendiğim kadarıyla Muzaffer “Vic” diye çağırılmak istiyordu. Bu arada çok arkadaşı olduğunu da belirtmeliyim. Beraberinde getirdiği eşyaları canvas bezden yapılma torbalar içinde 45 kalibre Thomson marka bir tabanca, 45 kalibre yarı otomatik makinalı ve birkaç yüz adet mermiden ibaretti. Bizimle olduğu sürece torbasını daima ranzasının altında muhafaza etti.

            Vic’in anlattığına göre, Amerika’da uçuş eğitimi aldıktan sonra Türkiye’de B-26’larda uçmuştu. Miho’ya gelişinden altı ay evvel Kore’deki piyade birliğine katılmış ve cephede çarpışma hattında bilgilere ilk elden ulaşma imkanına sahip olmuştu. Anlaşıldığına göre birliğine İleri Hava Kontrolörlüğü ve tercümanlık yapması amacıyla gönderilmişti. MİHO ÜS HRK. SB GÖZÜ İLE KOREDE TÜRK TUGAYI

Netice olarak biz fazladan bir pilota sahip olmuştuk. Bizim beklediğimiz bir pilot olmasa bile , Vic bizim Uzak Doğu’ya geldiğimizden bu yana etrafımızda gördüğümüz tek yeni yüzdü. Vic’in kabiliyetinin ne olduğunu öğrenmek zamanıydı. B-26 larda uçuş kontrollerine başlamadan önce yapmamız gereken bazı şeyler vardı. 40 nolu emir gereği bizlere verilen Hava Kuvvetleri İkmal Birliği’nden tüm malzemeleri (uçuş tulumu, iç çamaşırı, çorap vs.) Vic için de aldık. Vic’in tek ihtiyacı bir nolu üniformaydı.

Birde maddi konuyu çözmeliydik. Vic’i tanıyan herkesin söylediğine göre Vic, bırakın toplanan 300 doları almayı hiçbir şekilde bir dolar dahi almazdı. Geçekten çok gururlu, mağrur bir kişiydi.

Vic’e yardım işini organize eden Fisher ile birlikte çalışan Dick Leebrick’ti. Yardım kampanyası sırasında çok hassas davranmıştı. Paraları topladıktan sonra, Dick sahte bir maaş bordrosu hazırlayıp, Türk Devleti’nin gönderdiği maaş olduğunu söyleyerek Vic’e imzalattı. Güya Tokyo’daki Türk elçiliği aylık 12 dolarlık maaşın yanında giysi vs. ihtiyaçları için 300 dolarlık bir tahsisat göndermişti.

Üsteğmen Erdönmez, boyu ortalamadan biraz kısa, sportif yapılı, kuvvetli bir vücut yapısına sahipti. Hiç şüphe yok ki O, olimpiyat madalyalı şampiyon bir güreşçiydi. Bütün bunlar O’nun mavi üniforma içine girmesini zorlaştırıyordu. Dick Leebrick, Vic için para toplama ve maaş bordrosu düzenlemenin yanında, Tokyo’ya gidip üniforma ve ihtiyaçlarını karşılaması için seyahat emri düzenledi. Geri döndüğünde Vic satın aldığı üniformayı giyiyordu. Elbise üzerine tam oturmuştu. Omuzlarındaki yıldızlar parlıyordu. Hiç kimse Hava Kuvvetlerinin mavi elbisesini bu kadar gururla giymemişti. vucut200.JPG Vic’in daha önce B-26’larda Harbe Hazır bir uçucu olduğunu gösteren hiçbir uçuş kaydı olmadığından, dikkatli bir şekilde üst makamların izniyle hareket etmeye karar verdik. Bu şampiyon güreşçinin agresif bir pilot olmasını umuyorduk. Bizi hayal kırıklığına uğratmayacaktı. O’nu bir dizi testleren geçirdik; stall ve tek motorlu egzersizler, bir dizi iniş kalkış çalışmaları, touch-and-go ,maksimum güç ile kalkış gibi. Vic’i silahçı pozisyonunda da denedik.  grupile200.JPG

Harekat subayı yardımcılarından  Russ Barnen, Vic’in silahçı pozisyonundaki performansını ölçmek için görevlendirilmişti. Barnes, yetenekleri ve bilgisiyle herkeste saygı uyandıran bir pilottu. Barnes sınava tabi tuttuğu pilotları O.K. yada uçamaz şeklinde değerlendirir fazla ayrıntıya girmeyi sevmezdi. Vic ile uçuşundan sonra konuşmamız şu şekilde oldu:

-“Nasıl gidiyor Russ?”

-“O iyi bir pilot”

-“Nasıl yani? Ne yaptı uçuşta?”

-“Uçuşunu izledim.”

-“Nasıl?”

-“Bilmiyorum ama ben bu VIC'in uçuşuna hayran kaldım.”

Daha sonra da Vic hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için seyrüsefer subayı olarak aynı uçuşta bulunan Bob Stonner’a sordum. Bob’un değerlendirmesi şöyleydi:

-“Vic’i çok iyi tanımıyorum ama, sana şunu söyleyebilirim: O, bizim düşmanlarımıza şahsi kini olan çok kararlı bir asker. Saldırılarına hedefini tamamen tahrip edene kadar devam ediyor. O’nun sakin hali bu durumunu görmemizi engelliyor.”

-“Ben kariyerim boyunca birçok pilotla uçtum ve göğsünde böylesine ateş taşıyanı hiç görmedim.”

Bu kadar yıl sonra, hala O’nun kendine olan mutlak güvenini hatırlayabiliyorum.

Harekat subayı olarak, Vic’i hedef bölgesine götürüp ilk olarak harekat usüllerini gösterip sonra da yanına oturup bana ne yapacağını göstermesini izlemek benim görevimdi. Benim bilgilerimi de kontrol etmek bakımından, Vic başka pilotlarla da uçtu. Ben onun bizim radyo konuşmalarını ve düşman bölgesi üzerindeyken uyguladığımız harekat usullerini anladığından emin olmalıydım.

İlk olarak kol uçuşu ile ilgilendim. Genellikle kol uçuşu başlarında yükselirken ve Japon Denizinde bulutlar üzerinden geçerken bir buçuk saat boyunca yapmamız gereken çok az şey vardı. Bu noktada her zaman yaptığımız kuyruk sallama işaretini yaptım. Bu, alçalma esnasında kol uçuşu yerinden açılıp, koldakilere biraz rahatlama ve çevreyi daha iyi görebilme imkanı verecekti. Bu sinyale Türk güreşçi hariç herkes uydu. Biraz öne eğilerek, Erdönmez’in çenesini ve  ışıldayan gözlerini görebiliyordum; yüzünde gülümseme vardı, evet gülümsüyordu! Kimbilir kaç Çin’li yada Kuzey Kore’li asker süngünün yanlış tarafında onun yüzündeki bu gülüşü görmüştü?

Her şartta ne olursa olsun Türk askerinin inatçılığını gösteriyordu; geri adım yok, geri çekilme yok. Birkaç kere “uzaklaş” işareti vermeme rağmen bu Türk uzaklaşmıyordu. Muhabere subayım da bunu farketmiş ve dahili hatta “Yüzbaşı, koldakinin kanatları benim gözüme girecek neredeyse “ diye beni uyarmıştı.

b-26invader200.JPG

 

Bu arada Joe Farber’den de bahsetmeliyim. İtalyan asıllılar arasında Joe’nun yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı; Japoncayı İtalyan aksanıyla ve malum İtalyan mimik ve el kol hareketleri yaparak konuşurdu. Filoda dörtlü koromuzda bas sesiyle şarkı söyler ve daha önemlisi armonika çalardı. Filomuzda seyrüsefer subayı olarak görev yapardı ve bombardımanlara katılırdı.

Bir güneşli öğleden sonra Kuzey Kore’den görev dönüşü Inchon’da Deniz Kuvvetleri gemilerinin üzerinden geçerken, armonikasıyla dahili hatta melodiler çalıyordu. Ben onu emergency guard kanalına aldım. Bu kurallara elbette aykırıydı. Sanırım denizcilerde bunu sevmişlerdi. Joe’nun bir sonraki parçası “California, Here I Come!” idi. Buralarda kimlerin “Kaliforniya’lı” olduğunu herkes biliyordu.

Miho kuleyi arayıp Batı-Doğu alçak geçişi için izin istedim. Telsizde ben bunları söylerken, fonda armonikadan yayılan “California, Here I Come”  şarkısının melodileri geliyordu. Bu uçuştan sonra bu şarkı bizim filonun şarkısı oldu.

Joe Farbe’nin seyrüsefer ve bombardımancı olarak görevinde çok iyi olduğunu biliyordum. Ama bu son Norden bombardımanında 100 feetlik köprüyü üzerine çullanıp bombalayınca işinde eşsiz olduğunu kanıtlamıştı.

Bizim bu uçuşumuzdan sonra General Sweetser bizim dördümüzün birlikte uçmamızı ve birlikte kalmamızı istedi. Oda arkadaşlarım bu şekilde değişmiş oldu.

Vic’in hikayesini anlatırken Joe Farbe’den bahsetmem alakasız görülebilir. Bu iki kişiyi de tanıyanlar ilgiyi kolaylıkla kuracaklardır.

Üsteğmen Muzaffer Erdönmez’in  uçuş sırasında ve genel tavırlarında görülen hiddetli davranışları, kesinlikle onu spordaki hareketlerine de yansımıştı. Biz Vic’in güreşte olimpiyat bornz madalya sahibi olduğunu öğrenmiştik.

Vic’in nişancılığı hakkında söylediklerini dinleyen filonun en iyi üç nişancısı onu sportmence ördek vurma yarışmasına davet ettiler. Ve bahisler başladı. Vic’in parasal durumunu bildiklerinden başlangıçta miktarlar makul düzeydeyken sonlara doğru çılgınca yükseldi. Aralarında Joe Farbe’nin de olduğu dört kişi, bir ördek sürüsüne rastladılar. Bir an bu güzelliği seyretmek için duraksadılar. İşte tam bu sırada herkes Vic’in tüfğinden çıkan iki el silah sesi ile irkildi. Kimse buna hazır değildi.

Şoktan kurtulan Bill Tonne ilk konuşan oldu.

-“Allah aşkına Vic! Ne yaptın?” Senin bu yaptığın hiç de sportmence değil!

-“Sportmenlik mi? Boşver onu. Ben öldürmek için ateş ederim.”

Spor yada her ne içinse beş tane ölü ördek suyun üstünde yüzüyordu.Şaşkınlık içinde kalan üç kişi bahis parasını Vic’e ödediler. O gün başka da atış olmadı. Bu Vic’i filoda üstün duruma getirmişti.

“Öldürmek için ateş etmek”. Aslında savaşın temeli de buydu elbette. “Sen onlara ateş etmezsen onlar sana ateş ederler.” Bu vecizeyi insanlar savaşarak, yaşayarak öğrendiler. Aynı durumun en ilkel silahlardan günümüzün ileri teknoloji ve yıldız savaşları için de aynı olduğunu söyleyebiliriz.

Bununla beraber Üsteğmen Erdönmez’in düşmana ateş etmesi filomuzda yerleşmiş bir usul değildi. Belkide farkımız, Vic’in atalarının yüzyıllardır savaşcı bir ruha sahip olmalarıydı.

Vic’in savaştaki düşünce tarzını uçtuğu B-26 yı uçuşundan sonra kontrol edince anlamıştım. Kore’deki demiryollarını kullanılamaz ve kısa sürede tamir edilemez hale getirmek için 8 bin feetten süzülerek dalıp 1000 feetten bombalıyorduk. Mesafemiz hafif silahların menzili dışındaydı ve etkili ve güvenli bir görevdi.

Bir gün Vic B-26 sının burnunda çok sayıda 20 mm lik kurşunların hasarıyla döndü. Buna rağmen uçağı çok iyi bir şekilde indirdi. O akşam oda arkadaşı Bill Tonne ye vuruldukları görevle ilgili neler olduğunu sorduğumda, Bill, Vic'in “O... çocuklarının bana ateş ettiklerini gördüm. Ben de onları haklayana kadar üzerlerine daldım.” dediğini, " ve gerçekten Vic'in çetin ceviz olduğunu" söylüyordu.

ucussonu200.JPG

Öğretmen pilot Virge KUNS uçuş sonrası ERDONMEZ' in  sigarasını yakarken.

Bu olaydan iki hafta kadar sonra Üsteğmen Erdönmez buna benzer bir görevde düştü. Son görüldüğünde kendisine gelen uçaksavar ateşini takip ederek hedefe doğru ters uçuyordu. Daha sonra kaza yeri incelendiğinde kurtulan olmadığı anlaşıldı. Kazada kaybettiğimiz diğer kişiler şunlardı: Astsubay Robert L.Allred (Silahçı), Yüzbaşı Joseph L. Farbe (Seyrüsefer subayı), bas sesli ve armonika sahibi.

Kaza haberi 729 uncu Filo hangarına ulaştığında ortalığı bir sesizlik kapladı. “Artık armonika sesi yok” sesleri duyuldu. Başka bir konuşma olmadı. Sadece sesizlik.

taarruz200.JPG

Üsteğmen Muzaffer Erdönmez Birleşmiş Millet’lerin Güney Kore, Pusan’daki anıt mezarlığında yatmaktadır. Savaşa katılan ve Çin ve Kuzey Kore’lilerle çarpışan onaltı ülkenin bayrakları şehitlikte dalgalanmaktadır. Üsteğmen Muzeffer Erdönmez 28 yaşındaydı. Fotoğrafları Hava Kuvvetlerinde her tarafına aslıdı. Milli kahraman ilan edildi.

Ruhu şad olsun.

berat200.JPG Yazar : Wally Mc Dannel  ( Miho Üssü Hrk. Sb )   Kitap :  Fly Till You Die, 452nd Bomb Wing (Light), Turner Publishing Co, Paducah, KY 1994, ISBN 1-56311-112-8      Çevirmen : Akif sayar    ( Teşekkürlerimle... )   Hv. Plt. Ütğm. Muzaffer ERDÖNMEZ'in KUNURİ'de Alb. Thomas S. GUMBY'i kurtarması.   ERDÖNMEZ'İN ŞEHİT OLUŞU : 

Ercüment ÇİFTÇİ Havacılık Dünyası, cilt 1, sayı 9, mart-nisan 1960, sayfa 28-29 dan derlediklerim.

Hava Pilot Üsteğmen Muzaffer ERDÖNMEZ 729 ncu bombardıman filosu 452nci wing e atanır ve Amerikan pilotları ile aynı filoda B-26 INVADER uçaklarında uçmaya başlar. Hava  taarruzlarına katılır. 21 nisan 1951 tarihinde  6 uçaklık taarruz kolu ile KUNURİ yakınlarında YALU nehri üzerinde VONSANG kasabası 6 km kuzey doğusunda bir köprüyü imha görevi alırlar.. Bu taarruz için hedef üzerine geldiklerinde uçaksavar savunması ile karşılaşırlar.. Ütgm ERDÖNMEZ in uçağı vurulur ve irtifa kaybı başlar. 6 lı kolun diğer elemanları atlamasını ikaz etsede  ERDÖNMEZ atlamaz ve uçağını hedef köprüye çevirir. Tüm bomba ve roketleri ile köprünün tamamen imha edilmesini sağlar.

Fakat Hava Pilot Üsteğmen Muzaffer ERDÖNMEZ  KORE savaşının 731 şehidinden birisi olmuştur… 

ERDÖNMEZ in kahramanlığı yabancı basında da yer alır.. Amerikan pasifik 5 inci hava kuvvetleri onun adına bir anma töreni tertip eder. Amerikan kongresi Erdönmez’ e madalya verilmesine karar verir. Madalya ve beratı Erdönmez’ in babası emekli albay Mehmet Naci ERDÖNMEZ teslim aldığında “Herkesten çok ağlamak ve herkesten çok sevinmek bizim hakkımızdır” der.

Şehit Hv. Plt. Ütgm Muzaffer ERDÖNMEZ 

25.11.1922 de İstanbulda doğmuş. Ilk ögrenimini çapa da orta öğrenimini Konya askeri orta okulunda lise öğrenimini Bursa askeri lisesinde tamamlamış. 1941 yılında girdiği harp okulundan 1943 yılında mezun olmuştur. 1944 yılında teğmen 1947 yılında da üsteğmenliğe terfi etmiştir. Bekardır.

 

[/spoiler]

Edited by _Awful_
medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

http://www.youtube.com/watch?v=xn7HxE130IY

Türk skin dediniz, canım solo türk izlemek istedi, işte izliyorum falan, 6.20'de pilotumuz bir manevra yapmaya başladı, o dönüşte Pilotun kafa, sanki birisi tarafından boğazına sarılmışcasına kafası mosmor oldu, gözleri kıpkırmızı oldu. 

İzlerken korktum yemin ederim. 

medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

http://www.youtube.com/watch?v=xn7HxE130IY

Türk skin dediniz, canım solo türk izlemek istedi, işte izliyorum falan, 6.20'de pilotumuz bir manevra yapmaya başladı, o dönüşte Pilotun kafa, sanki birisi tarafından boğazına sarılmışcasına kafası mosmor oldu, gözleri kıpkırmızı oldu. 

İzlerken korktum yemin ederim. 

2.12'de radio çekiyor. Karşıdan cevap yok. :Ds  9.51 de negativ G yerken Pilot naptı öyle yaw, bu ne ki der gibi salladı başı 10.05 ve 14.40 de de işte böyle birşey bakışı atıyor sanki haha.

medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

  • 2 weeks later...

Yeni avatar yaptım, Türk F-86 DLC Pack istediğimizi belirtelim. En azından paralı paket yapıp satar ve satışlardan memnun kalırlarsa extra eklentilere daha sıcak bakarlar. Biliyorsunuz ne kadar ekmek o kadar yemek... Diğer eklentiler için avatarlar ektedir.

 

Neyse işte gerçeklerini hazırlamaya başladım bitirince moddb.com daki sayfamdan paylaşırım download linklerini. :)

 

1796959_10152998529790400_24243846169011

793848_10152998533245400_466795855019829

 

1941548_10152997297810400_29657222533077

1980119_10152998626385400_51867464283885

Edited by GARYOSAVAN
  • Upvote 3
medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

  • 1 month later...

   Günaydın,

Sayfayı güncelliyorum.

 

   Dün Berkay boş bulduğu vaktinde THK'lerinin kullandığı uçaklara skinleri hazırlamaya başladı. Son yazısına editlediği için göremediniz sanırım.

Skinler tüm uçaklara yapılmıcak. Benim bu topicte paylaştığım uçaklara yapılcak sadece yani THK'nin kullandığı uçaklara. Hazır oldukça skinler o uçakların altında link paylaşımı yapıcaz. Umarım beğenirsiniz ve kullanırsınız..

medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

   Günaydın,

Sayfayı güncelliyorum.

 

   Dün Berkay boş bulduğu vaktinde THK'lerinin kullandığı uçaklara skinleri hazırlamaya başladı. Son yazısına editlediği için göremediniz sanırım.

Skinler tüm uçaklara yapılmıcak. Benim bu topicte paylaştığım uçaklara yapılcak sadece yani THK'nin kullandığı uçaklara. Hazır oldukça skinler o uçakların altında link paylaşımı yapıcaz. Umarım beğenirsiniz ve kullanırsınız..

 

Ben ne zaman öyle birşey dedim ya? :D

 

Ben sadece Solotürk skin'i için bir çalışma içerisindeyim, ki, onun içinde yabancı biriyle anlaştım, o yapacak skin'i.

Edited by Century

Share this post


Link to post
Share on other sites

Canlı canlı görün yeni skinleri. :)

http://www.youtube.com/watch?v=af9FMoKAXNA&feature=youtu.be

 

Senin isminde Berkay değil mi?...

 

Resmen rezil olmuşum* önceki forum yorumumla.

 

Edit: Türkçe düzeltildi.

 

Ben ne zaman öyle birşey dedim ya? :D

 

Ben sadece Solotürk skin'i için bir çalışma içerisindeyim, ki, onun içinde yabancı biriyle anlaştım, o yapacak skin'i.

Edited by Century

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdilik 4 adet Türk Hava Kuvveleri skini hazır.

Download linkleri:

http://www.moddb.com/members/garyosavan/addons

http://www.moddb.com/games/war-thunder/addons

http://live.warthunder.com/user/GARYOSAVAN/

 

Eğer şuan sayfalarda dosyaları göremiyorsan bir kaç saat sonra yeniden deneyin. Dosyalar onay geçiyor demektir.

Edited by GARYOSAVAN
  • Upvote 2
medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal medal

Share this post


Link to post
Share on other sites

 Share

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...